Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Kasım, 2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ink

Bu filmi seyrederken, karanlıkta ışık fenomeninden de olabilir, acının alevinde kavrulmak geldi aklıma hep. Hep derin acıların ve melodramların filmleri öyküleri etkiliyor bizi. Acımızı büyütmekten hoşlanıyoruz. Yine de iyiydi. Oldukça iyiydi..

Nereden Nereye

Geçen gün bir web sitesinde bir ufak yazı okudum. Okuduğum yazıyı yazmayacağım. Ama bana verdiğimiz kararların değerini hatırlattı. Bazen kararlarımızdan korkarız, üstelik karar verdikten sonra korkarız. Sanki bir gün gelip intikam alacaklar gibi gelir, gelirler de zaten. Ama bazen de kararlarımız sırtımızı okşar, en çok desteğe ihtiyaç duyduğumuz anlarda, kendilerini hatırlatır ve "bak bu karar olmasaydı hayatın daha da kötü olurdu" diyebilirler. Sonu iyi biten herşey iyidir, sonunu beklemek gerekiyor. Gerçekten beklemek gerekiyor.

Portakal Tül Yalnızlığı

Yıllar önceydi! Ben henüz bir taze delikanlıydım, Kasımpaşa pek heybetliydi, karışıktı, fakirdi.. Bana zenginlikleri anlatanlar gördüğüm fakirlikleri hiç bilmedi. Ben hep o fakirliğin yanından yürüdüm, güzel olmaya çalışan mahalle kızları, çingeneler ve bir bardak çay ile açlığını bastırmaya çalışanlar. İnanıyorum ki, her öykü, başladığı yerde bitmeli... Henüz evimden uzaklaşmıştım, gurbet bilmediğim birşey değildi, fıstık yeşili ufak bir arabanın bagajına sığan eşyalarımla İstanbul’a geldiğimde, İstanbul’un kendisine geldiğimi bilmemiştim. Yıllar yılı benim gibi milyonlarca insanın yürüyüp gittiği , belki yüzbin yıllık bir   muhitti ayak bastığım. Anlatması uzun hikaye, bir pis pansiyondan içimdeki hırçın korku, nefret ve tiksinme duygusu ile kaçtım, bir ufak bordum kata sığındım. İnanıyorum ki, bazı öyküler kendilerini anlattırıyor insana... Unutmuyorum, bir fakir adamla tanışmıştım, benim taze sakallarım   varlıklı insanların çocuklarının şımarmak ve kendile...