Herşeyin birbirine karıştığı bir adamım. Bir çeşit sebze çorbası. Zeki Yıldırım bir mail ile "Wariors Dance" diye bir video göndermiş. Adige müziği, dans. Ne yabancısıyım bu diyarın ne de bir evim var benim diyecek. Oysa nasıl bir gezginsem artık; her diyarda bir hatıram ve gönlüm, bitmeyen bir nostalji yorgunluğum ve ait olamadığım binlerce kavram. Cerkesim, öyle büyüdüm, öyle oldum. Oturdum, kalktım. Adımı takındım. Adımla karşılandım. Müslüman oldum, inandım, ölmeye ve öldürene, sahiplendim. Türkiye'li oldum, vatan diyemeden, yabancı oldum, yeni dünyaya kapıları açtım ve anladım. Ne Müslüman'lığı yadırgadı usanmaz zihnim, ne Çerkes olmayı. Ne de büyülü marketlerde, şık beyefendilerin rahvan gezintileri bana yabancı geldi. Bir çöl fırtınasında kaldım, bir kimlikten bir diğerine hep bir bunalımla geçtim. Her kimliği ayrı ayrı bin bedenmişcesine taşıdım. Sonra kimlikler beni aldı. Benden geriye bir hardal tanesi kaldı. Onu da sakladım, zamanlarımı ve ölümlerimi gizler...