Ana içeriğe atla

Jan Devrim"in Babası

Duydum ki babam "Ben onu unuttum, beni aramasın boşuna" gibi birşeyler söylemiş, haber göndermiş. Bayramdan hemen önce oldu bunlar, hani bayramda bir kuru telefon edilir, bir ufak haber alınır, verilir. O da olmasa iyi olurmuş. Bunu öğrendim, birkaç gündür aklımı kemiriyor.

Eksik, fazla, yanlış... Ne olduğunu düşündüm, neden aramızın açıldığını. Ezelden beridir, babam ile kardeşimin olduğu kadar yakın olamadım. Anlıyorum, yadırgamıyorum. Biraz Çerkeslik var, çocuk sevmenin kötü olduğu, biraz da karakter...

Bir Faruk Abim vardı, ben ufak önlüklü bir çocuktum, bilirsiniz ya, siyah önlük üzerine beyaz yaka takardık, ufak çantaları sürükleye sürükleye koşardık. Faruk Abi'nin "dükkana" gelişini biliyorum. Bir atölyemiz vardı, ben de mine yapardım. Minelerin minik bir fırında kabarmasını önce matlaşmalarını izlerdim. Hatta meşale ile bile mine yaptım.

Faruk Abim, ben ufacıkken dükkanımıza geldi. Sanatı babamdan öğrendi, hiç de ayrılmadı. Galiba yirmi yıla yakın çalıştı dükkanımızda. Çok zaman bilirim, Faruk Abi kendi işi olsa bu kadar titizlenmez. Galiba sadece işi değil, bizi de ailesi bildi. En azından ben hep öyle hissettim.

Bir gün geldi, babamla yolları ayrıldı. Şu hatalı, bu hatalı. Kıymeti yok. Yolları ayrıldı gitti. Ben hiç Faruk Abimin abim olduğunu unutmadım. O dışarıdan birisi değil, aileden birisiydi. En zor günlerimizi görmüştü.

Ben de ona bir gün selam verdim.

O selam dert oldu, babamla arama girdi. Pek sıcak değildik. İyice soğudu.

Yıllar önceydi, babamın yanına Nurettin Abi ile birlikte gitmiştik. Nurettin Abi, derine bakar. Hiç üsten konuştuğunu görmedim.

Derinden bakmıştı o gün, aşağıdaki şiiri yazmış.

İstedim ki babama bu şiiri ben vereyim. Veremiyorum.

İçimi acıtmayı kesmedi bu çocukluk, habire yaralıyor. Habire kanıyor yaralarım.

Hiç iyileşmiyor....

23.09.2009

JAN DEVRİM’İN BABASI
Zamanın çelik kapısından sıyrılıp
Dayanamadı şehirden girdi içeri
Zaten bir yalnızlık kuşu gibi
Dönüp duruyordu hayatın içinde.

Pencereyi açsam iyi gelecek
Karşı yamaçlara bakıp saatlerin ayarını
Yorgun bir gürültünün yanlışından
Kurtarmak için iyi gelecek…
Bir rüyanın başlangıcı gibi karışık
Çekebilsem menekşenin nazını
Yazın yorgun argın akışını
Dağ havası iyi gelecek.

Hani Düzcelerde şurada burada
Zeki ve çevik adamların dertlerini
Sessizce hep bir ağızdan dağlayıp
Hatırası derin o eski cep saatleriyle
Atadan kalma yadigâr kamalar için.
Sabırla, ah çekerler; hasret çekerler
Sabahı sabah akşamı akşam bilirler
Gözleri dalıp gider ikindilerde
Başlarını önlerine eğer
Dağları çekerler içlerine
Sonra dağlar çeker onları içlerine

Onun için derim ki dünya bir divanedir
Buradaki mesele gül iledir bülbül iledir
Velhasıl-ı kelam can iledir canan iledir.

Nurettin Durman

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Thassos

Thassos Adası, Kavala'nın açığında bulunan, belki Gökçeada büyüklüğünde güzel bir turizm bölgesi. Ulaşımı Kavala'dan yada Keramoti'den yapılabiliyor. Alexandroupoli'den yaklaşık 150 KM uzaklıkta. Güzel bir otoyol ile ulaşılıyor. Ancak Alexandroupoli/Dedeağaç ile Keramoti arasında çok az akaryakıt istasyonu var. Bu yüzden tedarikli yola çıkmak lazım. Adaya araçla ulaşım Keramoti üzerinden. Esas olarak ada, bu beldeye daha yakın. Kavala'dan yapılacak feribot seyahati daha uzun sürüyormuş. Otoyolda ilk "Feribot" talebasını takip ederek gidilebiliyor. Feribota ulaşmak için zaman zaman tabelalar ortadan kaybolduğundan, Havalaanı tabelasını takip etmek lazım. Son anda başka bir tabela ile yön bulunuyor. Tabelalarda latin alfabesi ile yazılanlar birbirini tutmadığından hayat çok zorlaşabiliyor. Chistopoli yada Hristopoli yazılabiliyor. Aynı gerekçe ile navigasyona da pek güvenmemek lazım. Aynı isme sahip bir çok şehir, bölge var. Rızkının Peşinde Bir Ma...

Alexandroupoli

Alexandroupoli, bizim bildiğimiz adı ile "Dedeağaç", Türkiye'ye son derece yakın bir sahil kasabası. Büyük değil, ama turizm açısından, sınırın Türkiye tarafından kalan bölgelere göre çok daha gelişmiş. Türkiye'den girilen otobandan çıktıktan sonra denize doğru gidince otellere ve yemek yenilebilecek yerlere ulaşılıyor. Bir gün kaldığım için çok fazla inceleyemedim ama her bütçeye göre otel ve lokanta var. Kapıdan girince otellerin verdikleri fiyatlar ile internet üzerinden alınan fiyatlar birbirinden çok farklı. Bu yüzden http://www.hotels.com yada http://www.booking.com gibi adresler uzerinden rezervasyon yapılmasını tavsiye ederim. Üstelik başka ziyaretçilerin yorumlarını da okumak mümkün. Otel fiyatları 50 EU ile 140 EU arasında değişiyor. Şu anda yüksek sezon olmasına rağmen, bize 140 EU'ya kendi havuzu olan bir oda önerdiler. Kalmadık o ayrı... Şehir merkezinde "club"lar, kafeteryalar ve lokantalar yanyana. Otel olarak Thraki oteli tercih ...

Üstümde Bunu Bulmuşlar

Ben öldükten sonra, cebimde bir sinema bileti bulmuşlar. Kötü bir macera filminin bileti, yani öyle ciddiye alınacak birşey değil. Akşam matinesiydi, indirim kartımı kabul etmemişlerdi, biraz pahallıydı. Homurdanıp ödemiştim, gişedeki kızın aldırmaz tavırları sıkıntımı ağırlaştırmıştı. Filmin başlamasına biraz zaman vardı, gezindim alışveriş merkezinde. Vitrinlere baktım, vitrinlere bakan insanlara. Fiyat etiketleri, tıpır tıpır yürüyen kadınlar. Tatlı kahkahalar, ışıklar ve yansımaları... Güzel mavi gömlekler, hep sevdiğim gibi. Yüzüm karardı, sıkıldım. Işıklar gözümü kör etti, kaçarcasına çıktım binadan. Gök alabildiğine uzanıyor, arabalar kızarmış bulutların altında dört bir yana kaçışıyordu. Ufukta hayatımın en kızıl güneşi batıyordu. Gün batıyordu. Gökyüzü, binalar... Altında gezinen insanlar... Her biri birleşmiş, tek bir nesne olmuştu. Tek bir büyük resim, akıl almaz bir manzara. Bir dehşetli resmin içinde, bir minicik karakter olmuşum, neresi gerçek neresi sadece bir s...