Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Eylül, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Meczubun Oğlu

Meczubun Oğlu Hatırlıyorum. Hep hatırlıyorum. Gözlerimin kanayana kadar düşünülüyorum. Hep hatırlıyorum. Hiç aklımdan gitmiyor. Hep hatırlıyorum. Her şeyden niye nefret ettiğimi iyi hatırlıyorum. İnanılmaz pis kokuyordu. Hayal edemezsiniz. Bin yıl yıkanmamış gibi bir şeydi nasıl anlatsam. Ölü fare çiş ve kusmuk kokuyordu. Sanıyorum pantolonluna sıçıyordu   ve hiç değiştirmiyordu. Sokağın başından bile anlıyordum geldiğini. Pis kokuyordu. Sakalları uzamıştı ama sanki hep aynıydı. Yada birisi tıraş ediyordu sanki. Bilmiyorum. Pis kokuyordu. Ama çok kötü. Genelde yanından geçerken çöplerden başını kaldırır bana bakardı. Ben yüzümü kaldırmadan yanından geçerdim. Her seferinde ölmemiş olduğu için kahrolurdum. “Bir gün orada ölüsünü görsem” derdim,   bir yerde donmuş olsa ne güzel olurdu. Pis kokuyordu. Sokaklarda yaşıyordu. Varlığı içimi acıtıyordu. İki   çöp kutusunun arasında bir kartondan kulübesi vardı. Yanından geçerken kız arkadaşlarım korkar k...

Kabusların Anası

Kabusların Anası Belki de benim hasarlı yaralı beynimin bir ürünüdür bilmiyorum. Bilmiyorum, şakaklarımdan başlayıp, başımın ta tepesine uzanan o dikişlerin   ne kadar etkisi var bu yaşadıklarımda. Bilmiyorum, kulağımın sol üstünde, saçlarımın , kalsaydı eğer, beyazlamaya başlayacağı yerde bir metal parçası olmasının ne kadar etkisi var bilmiyorum. Bilmiyorum. Bilmiyorum içinden geçtiğimiz o karanlık günlerin etkisi ne kadar ? Güneşin doğmadığı aylar görmüştüm. Doğuyordu elbette, bizim küçük dertlerimiz yada var olup olmamamız o devi etkilemez ama üzerimizdeki toz ve pus görmemize engel oluyordu. Sanki hiç doğmuyormuş gibi geliyordu bize. Biz böyleyiz: Görmediğimizi, yok zannederiz. Hayatımızı da buna göre şekillendiririz. Yarattığımız pus, karmaşa ve kirlilik güneşin önünü kapattıysa, güneş doğmamıştır bizim için. Biz böyleyiz : Hayatı kirletir ve kirlettiklerimizi suçlarız kirlendikleri için. Ama yine de puslu, kötü aylardı. Savaşın başında ben büyük ga...