Sanıyorum, güzel bir algı-yol ayrımındayım. Benim kırılgan algım ve bir şekilde önceki mesleğimden, yazarlıktan ve yazılımcılıktan devrişilmiş detaycı naif bakış açım yapmakta olduğum işin zaman zaman soğuk olması beklentisine uyum sağlamıyor. Ben, dinleyen, dinlediğini içselleştiren ve herkesin haklı bir yönü olabileceğine inanmaya çalışan birisiyim. Çocuksu bir "Herkesin içinde bir pırlanta vardır" mottosuna tutunuyorum. Bunun gerçek olmadığı biliyorum. Ama yine de insanların, kendilerine inanarak anlattıklarını dinlemek zorundayım. Dinlemezsem, kendime ihanet ediyorum. Oysa, herşeyi kestirip atmak ne kolay. Vicdanınız da inanıyor bu sonuçlara. Aşikar olan bile bazen allanıp pullanabiliyor çünkü. Ama istiyorum ki doğrusu yapayım, her kırmızı ışıkda duran dürüst vatandaş gibi. Karar vermek zorunda olmak ve bunun sorumluluğunu almak çok kötü. Karar verirken, kararın tüm taraflarını gözlerini Japon çizgi filmi karakterleri gibi açıyor, kirpiklerini kırpıştırıyor ve si...
-- Günlük / Öyküler / Denemeler --