Ana içeriğe atla

Gökçeada'da Acıklı Dibek Kahvesi




Diyorlar ki; Bozcaada çok süper bir olaymış. Bunu duymuşluğum var, yani yeşil (biraz) güzel balık yemekleri, sakin sabahlar, daha sakin akşamlar, yakın ama uzak bir kültür, deniz ortasında bir yer işte. Bizim gibi karaya bağlı insanlar için yeterince farklı.

Ancak Bozcaada'ya gidemedik. Öyle oldu böyle oldu, onun yerine amcasının oğlu Gökçeada'ya gittik. Ancak;Gökçeada'nın bizim geldiğimizden haberi yok, o olduğu yerde, bir milyar yıldır kimse gelmiyormuş, gelsede önemsemiyormuş gibi burnu dağlarından büyük bir tavır içerisinde.

Gökçeada ile ilgili en birinci sorun; acaip gidilen bir yermiş imajının olmasıdır. Feribot seferi için Gestaş'ı aradığınızda "Acaip yoğunluk var, 3 vakit olmazsa 5 vakit önce sıraya girin, mazallah kalırsınız Conk Bayırında" diyen bir abla uyarıyor sizi.

Oysa öyle bir durum yok. Siz gittiğinizde feribot ahalisini bir sevinç alıyor ki anlatamam, birisi daha geldi diye. Feribotun içerisi ise yüzer kahvehane havasında, tavla oynayanların yanından yakar top oynayan çocuklar geçiyor.

Sigara içilmez levhasındaki yasak işareti silindiğinden , tüm ahali orada sigaralarını yakıyorlar. Çünkü orası rüzgar almıyor!

Gökçeadaya varınca her yerde "Panos'un yeri" yada "Olympus Tanrısı Zeus burada kalmıştı" kıvamında gereğinden fazla Grek bir baskı ile karşılaşıyorsunuz. Oysa; yolun kenarında bal ve zeytinyağı satan teyzeler çok bariz Trabzonlu ve Laz! Teyze "Halis muhlis ada balıdır, daa!" diyerek ne kadar yerel olduğunu zaten ilk bakışta belli ediyor.

Herhangi bir yerde enfes balık lokantası arıyorsanız, vazgeçin!

Adanın meşhur yiyeceği malesef gözleme ve heryerde gözleme satılıyor. Balık ve meze ise sanıyorum import ediliyor. Diğer yerel alkollü/alkolsüz içecekler ise "dut suyu" ve " üzüm suyu ama şekerli" kıvamında anlatılıyor.

Dibe kahvesi var fakat Gökçeada'nın suları yaramaz, bu sebeple kahveler pek acı hatıralar bırakıyor.

Özetle Gökçeada, kötü hizmet ve yetersizlikler sebebi ile Cunda, BüyükAda ve sair rakiplerinin yanında kötü bir kopya olmaktan öteye gidemiyor. Genel olarak edindiğim izlenim "1975 Devlet Su işleri yaz kampı" kıvamında olduğu yönünde. Sörf yapanlar için bir plaj ve nedense bulunamayan bir dalış turizmi var ancak ortalıkta kimse yok.

Gökçeada'da bol bol Madam'ların tesisleri mevcut, ancak madamların büyük kısmı köylerini terk etmiş, yerine başkaları gelmiş ve "Madam'mış" gibi yapmaya devam ediyorlar.

Bunun ne kadar büyük bir ayıp olduğunu anlatmanın imkanı yok.

13.07.2009

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Thassos

Thassos Adası, Kavala'nın açığında bulunan, belki Gökçeada büyüklüğünde güzel bir turizm bölgesi. Ulaşımı Kavala'dan yada Keramoti'den yapılabiliyor. Alexandroupoli'den yaklaşık 150 KM uzaklıkta. Güzel bir otoyol ile ulaşılıyor. Ancak Alexandroupoli/Dedeağaç ile Keramoti arasında çok az akaryakıt istasyonu var. Bu yüzden tedarikli yola çıkmak lazım. Adaya araçla ulaşım Keramoti üzerinden. Esas olarak ada, bu beldeye daha yakın. Kavala'dan yapılacak feribot seyahati daha uzun sürüyormuş. Otoyolda ilk "Feribot" talebasını takip ederek gidilebiliyor. Feribota ulaşmak için zaman zaman tabelalar ortadan kaybolduğundan, Havalaanı tabelasını takip etmek lazım. Son anda başka bir tabela ile yön bulunuyor. Tabelalarda latin alfabesi ile yazılanlar birbirini tutmadığından hayat çok zorlaşabiliyor. Chistopoli yada Hristopoli yazılabiliyor. Aynı gerekçe ile navigasyona da pek güvenmemek lazım. Aynı isme sahip bir çok şehir, bölge var. Rızkının Peşinde Bir Ma...

Alexandroupoli

Alexandroupoli, bizim bildiğimiz adı ile "Dedeağaç", Türkiye'ye son derece yakın bir sahil kasabası. Büyük değil, ama turizm açısından, sınırın Türkiye tarafından kalan bölgelere göre çok daha gelişmiş. Türkiye'den girilen otobandan çıktıktan sonra denize doğru gidince otellere ve yemek yenilebilecek yerlere ulaşılıyor. Bir gün kaldığım için çok fazla inceleyemedim ama her bütçeye göre otel ve lokanta var. Kapıdan girince otellerin verdikleri fiyatlar ile internet üzerinden alınan fiyatlar birbirinden çok farklı. Bu yüzden http://www.hotels.com yada http://www.booking.com gibi adresler uzerinden rezervasyon yapılmasını tavsiye ederim. Üstelik başka ziyaretçilerin yorumlarını da okumak mümkün. Otel fiyatları 50 EU ile 140 EU arasında değişiyor. Şu anda yüksek sezon olmasına rağmen, bize 140 EU'ya kendi havuzu olan bir oda önerdiler. Kalmadık o ayrı... Şehir merkezinde "club"lar, kafeteryalar ve lokantalar yanyana. Otel olarak Thraki oteli tercih ...

Üstümde Bunu Bulmuşlar

Ben öldükten sonra, cebimde bir sinema bileti bulmuşlar. Kötü bir macera filminin bileti, yani öyle ciddiye alınacak birşey değil. Akşam matinesiydi, indirim kartımı kabul etmemişlerdi, biraz pahallıydı. Homurdanıp ödemiştim, gişedeki kızın aldırmaz tavırları sıkıntımı ağırlaştırmıştı. Filmin başlamasına biraz zaman vardı, gezindim alışveriş merkezinde. Vitrinlere baktım, vitrinlere bakan insanlara. Fiyat etiketleri, tıpır tıpır yürüyen kadınlar. Tatlı kahkahalar, ışıklar ve yansımaları... Güzel mavi gömlekler, hep sevdiğim gibi. Yüzüm karardı, sıkıldım. Işıklar gözümü kör etti, kaçarcasına çıktım binadan. Gök alabildiğine uzanıyor, arabalar kızarmış bulutların altında dört bir yana kaçışıyordu. Ufukta hayatımın en kızıl güneşi batıyordu. Gün batıyordu. Gökyüzü, binalar... Altında gezinen insanlar... Her biri birleşmiş, tek bir nesne olmuştu. Tek bir büyük resim, akıl almaz bir manzara. Bir dehşetli resmin içinde, bir minicik karakter olmuşum, neresi gerçek neresi sadece bir s...