Bu sıralar, kaynağı belirsiz bir hüzün içindeyim. Tam bir blues.
Sürekli Famous Blue Raincoat dinliyorum ve içindeki hüzünden besleniyorum. İçimi garip şekilde acıtan ve karşılığı olmayan bir şarkı. Basitliği ve derin acısı içimi yakıyor. Çok asitli bir içecek gibi...
Ben hep bu halin, yani kendim olmanın derinliğinin peşinde koştum, hep bunu yazdım. Ben olmak, ben olmak derken "Jan Devrim" olmak değil sadece, başka birşey bu, bir başkası ama o başkasının da kendisi olması.
Öylesi garip birşey işte, bilmece içinde bilmece, bilemiyorsun ama bilme-ce yine-de.
Its for in the morning
the end of december
Im writer now just to see if you are better.
falan..
Sürekli Famous Blue Raincoat dinliyorum ve içindeki hüzünden besleniyorum. İçimi garip şekilde acıtan ve karşılığı olmayan bir şarkı. Basitliği ve derin acısı içimi yakıyor. Çok asitli bir içecek gibi...
Ben hep bu halin, yani kendim olmanın derinliğinin peşinde koştum, hep bunu yazdım. Ben olmak, ben olmak derken "Jan Devrim" olmak değil sadece, başka birşey bu, bir başkası ama o başkasının da kendisi olması.
Öylesi garip birşey işte, bilmece içinde bilmece, bilemiyorsun ama bilme-ce yine-de.
Its for in the morning
the end of december
Im writer now just to see if you are better.
falan..
Yorumlar