Diyarbakır'da dün yaşanan trafik kazası karayolu güvenliği ile ilgili konuştuğumuz temel konuların ne kadar uzağında olduğumuzu gösteriyor.
Taşımacılık ile ilgili sorunların tarafları, buna lojistik firmaları, devlet kurumları, sivil toplum örgütleri yada vatandaşlar, bu sorunların bir mevzuat, altyapı sorunu olduğu konusunda anlaşılmaz bir saplantı içinde.
Türkiye'de son dönemde karayolu altyapısında önemli değişiklikler olmasına karşın, kazaların önü alınamıyor. Dün yine 25 kişinin ölümü ile sonuçlanan bir kaza yaşandı.
2010 yılında toplam 2738 insanın ölümüne sebep olan ve maddi zarar açısından 451 Milyon TL kayıpla sonuçlanan yüzbinlerce kaza yaşandı. Bu sene ise mevcut rakamlara göre yaklaşık 2500 insanın ölümü ve 1 Milyar TL kayıpla kapanacak.
İnsan ölümü söz konusu olduğunda hedef sıfır kayıptır.
Fakat bu sorunu trafik levhaları, mevzuatlar çözmeyecek. Dün yaşanan örnekte olduğu gibi, yüksek hız, dikkatsiz araç kullanımı, başkalarına saygıdan uzak trafik anlayışı mevzuatlar ile yasaklanarak aşılmayacak.
Ne zaman tehlikeli madde taşımacılığı konuşulsa, hemen hemen hergün karşılaşılan kazalar ve çevre felaketlerine karşılık hemen "ADR Mevzuatının Ertelenmesi" gündeme getiriliyor.
Oysa ADR Mevzuatı hazır. Ne yapılacağını herkes biliyor. Eğitimler yada araç standartları açıkça biliniyor. İlgili endüstrilerin talep etmesi, uygun lojistik firmalarını seçmesi, firmaların standartlarda ısrar etmesi yeterli.
Akaryakıt sektörü bu konuyu belli oranda aştı ve yürürlükte mevzuat olmasa da daha iyisini yapmak yönünde karar aldı. Sonuçlar, taşımacılık sektörünün geri kalanına göre çok daha iyi.
Elimizde kimyasal madde kazalarına ait net bir rakam yok. Ama Google'da yapılacak bir arama olabilecekleri çok rahat ve hızlı şekilde gösteriyor.
ADR Mevzuatı yakın zamanda gündemimize gelmeyecek. Bu konu çok daha uzun süre masada kalacak. AB Ülkeleri bu uygulamaları 20 yılda mevcut seviyelerine getirdiler. Bizim altyapımızın bir anda oraya ulaşacağını beklemek gerek ekonomik olarak gerekse pratik imkanlar açısından gerçekçi değil.
Ama Uygulamada ADR Mevzuatını adım atmak için mevzuatın yayında olması, Trafik polisinin yükleme hatalarına ceza kesmesi gerekmiyor olmalı.
Ülkemizin yaklaşık 50.000 Araçlık Uluslararası Kara Nakliyesi filosunun önemli bir kısmı ADR Mevzuatına uyumlu. Yani biz bunu yapabiliyoruz. AB Ülkelerinden geçişlerde bu standartları Türk şirketleri de talep ediyor.
O zaman bizim ülkemizin, insanımızın ve çevremizin de en az AB kadar önemli olduğunun farkına biz varalım.
Bunun için önce kendi aracımızı kurallara uygun kullanarak başlayalım.
Yorumlar