Benim babam öldü, çok üzüldüm.
Kapısının önünde bir taş vardı,
Parça parça ama ağırlığı bütün.
Mat değil, gümüş değil, mermer değil
Alev alev yandı durdu bütün gün.
Dediler ki; bu taş senindir al taşı.
Taşımak istedim, sırtımdan düştü parçalandı.
Benim babam öldü, bir taş kaldı bana
Ellerime aldım, yan keski gibi keskin
İnce ince izler bıraktı parmaklarımda
Benim babam öldü,
ellerimde gümüş parmak izleri kaldı.
Benim babam öldü, taşınacak bir taş ile
Babamı taşırdım halbuki, mezara koydum mesela
Ellerim teninde son kez şefkatle,
Yavaşça ve hassasça bıraktım yerine
Benim babam öldü,
onu ben de taşıdım ilk ve son defa
Benim babam öldü, kocaman bir taş gibi,
Karanlıktan korkmuş küçük bir çocuk gibi,
Bitmez bir yalnızlığa saklanmış gibi
Benim babam öldü,
acısı bir taşı yutmaya çalışmak gibi.
Benim babam öldü, ellerimde bir taş
Ne yapacak bilemez bu acının acemisi
Benim babam bir kez öldü, bilemedim.
Aldım yüreğime koydum
Hiç dolmayan o boşlukmuş meğer yeri
Benim babam öldü,
İçime kocaman bir taş kondu
28 Kasım 2012
Yorumlar