Ana içeriğe atla

What the fuck?

“What the fuck ?” dediğini duyar gibi olduğundan daha büyük görünüyor her şey insanın elindeymiş gibi gelir bazen uzaklardan bir ses mi daha rahatsızlık veriyor yoksa sessizlik mi o anda kafanı karıştıran bir bardak çayı içmek için bara gittiğinde gördüğü karanlıktan korkan bir çocuk sarılıyor zannetmiştim ilk başta elleri ellerimin içinde küçücük ama bir bebek gibi yumuşak bir kalp kırıldığında paramparça olmuştu bardakların tamamı ödenmiş bir borç aslında benim hala ödemeye çalıştığım yerden her akşam çıkıp eve gidiyorum bir kurulmuş saat gibi çalışıyordu satın aldığı araba ki kıpkırmızıydı soğuktan donmuş burnunun ucunu ısıtmak için çorbayı ateşe koydu bir parça odun daha yanarken çıtır çıtır yenecek bir parça ekmek oldu sevişmek loş ışıkların altında ısıtıyordu bedenleri kesilmiş parçalanmış bir yana düşmüş mezarlık gibi bir sessizliğe kavuşmuştu nihayet ölüm anı geldiğinde bir kutu pizza kapıyı açtım ve pizzacının eline bahşiş bıraktım tuttuğum her şeyi bu güne kadar ve bağırarak anlatıyordum hiçbir zaman anlatamayacakmışım gibi hiçbir şeyi sevemediğini düşünüyor insan eller eller içinde ve tenler tenler içindeyken bir çeşit yok edicilik üzerine sanatsal bir yaklaşım değil bu film aslında bir bilim kurgu hayatını yaşamak istiyordum sonsuza dek yaşamak bir karıncanın sükûnetinde ve huzur içinde bulduğum o küçük şehir trafik ve keşmekeş ile kirlenmişti aynı benim aklım gibi ve bir daha gitmesem daha iyi olacak gibi geldi bana bu hasta ruhlu bir adam değilim ben herkes kadar en fazla ne kadar tuz konulabilir ki bir yemeğe gittiğimde ne gelirse gelsin itiraz etmeden yiyecek şekilde öğrendim ben ailemden uzak kaldığım yıllar boyunca aslında kimseyi çok da özlemediğimi ama yine de onları görmenin üzerimdeki baskısını göz ardı edemezdim bu kadının bakışlarındaki şehveti ve çekiciliği bitmeyen bir deniz gibi kokuyordu masmavi bazen engin bazen yemyeşil ve hırçınlığından da korkuyordum gökyüzündeki yıldızların üzerime düşmesinden korktuğum o küçük aklımın bana daha ne oyunlar oynayacağını düşündüm bu gazetelere düşmüş yeni tiyatrocunun tahrik edici fotoğraflarına ilgi duyamadığım bütün o sporların aslında bir çeşit kaçış olduğunu biliyorum ama benim kaçacak yerim kalmamıştı ve bütün gerçeği anlattığım anda başını çevirip gözlerime baktı ve dedi ki : “What the fuck ?”

30/01/2016

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Thassos

Thassos Adası, Kavala'nın açığında bulunan, belki Gökçeada büyüklüğünde güzel bir turizm bölgesi. Ulaşımı Kavala'dan yada Keramoti'den yapılabiliyor. Alexandroupoli'den yaklaşık 150 KM uzaklıkta. Güzel bir otoyol ile ulaşılıyor. Ancak Alexandroupoli/Dedeağaç ile Keramoti arasında çok az akaryakıt istasyonu var. Bu yüzden tedarikli yola çıkmak lazım. Adaya araçla ulaşım Keramoti üzerinden. Esas olarak ada, bu beldeye daha yakın. Kavala'dan yapılacak feribot seyahati daha uzun sürüyormuş. Otoyolda ilk "Feribot" talebasını takip ederek gidilebiliyor. Feribota ulaşmak için zaman zaman tabelalar ortadan kaybolduğundan, Havalaanı tabelasını takip etmek lazım. Son anda başka bir tabela ile yön bulunuyor. Tabelalarda latin alfabesi ile yazılanlar birbirini tutmadığından hayat çok zorlaşabiliyor. Chistopoli yada Hristopoli yazılabiliyor. Aynı gerekçe ile navigasyona da pek güvenmemek lazım. Aynı isme sahip bir çok şehir, bölge var. Rızkının Peşinde Bir Ma...

Alexandroupoli

Alexandroupoli, bizim bildiğimiz adı ile "Dedeağaç", Türkiye'ye son derece yakın bir sahil kasabası. Büyük değil, ama turizm açısından, sınırın Türkiye tarafından kalan bölgelere göre çok daha gelişmiş. Türkiye'den girilen otobandan çıktıktan sonra denize doğru gidince otellere ve yemek yenilebilecek yerlere ulaşılıyor. Bir gün kaldığım için çok fazla inceleyemedim ama her bütçeye göre otel ve lokanta var. Kapıdan girince otellerin verdikleri fiyatlar ile internet üzerinden alınan fiyatlar birbirinden çok farklı. Bu yüzden http://www.hotels.com yada http://www.booking.com gibi adresler uzerinden rezervasyon yapılmasını tavsiye ederim. Üstelik başka ziyaretçilerin yorumlarını da okumak mümkün. Otel fiyatları 50 EU ile 140 EU arasında değişiyor. Şu anda yüksek sezon olmasına rağmen, bize 140 EU'ya kendi havuzu olan bir oda önerdiler. Kalmadık o ayrı... Şehir merkezinde "club"lar, kafeteryalar ve lokantalar yanyana. Otel olarak Thraki oteli tercih ...

Üstümde Bunu Bulmuşlar

Ben öldükten sonra, cebimde bir sinema bileti bulmuşlar. Kötü bir macera filminin bileti, yani öyle ciddiye alınacak birşey değil. Akşam matinesiydi, indirim kartımı kabul etmemişlerdi, biraz pahallıydı. Homurdanıp ödemiştim, gişedeki kızın aldırmaz tavırları sıkıntımı ağırlaştırmıştı. Filmin başlamasına biraz zaman vardı, gezindim alışveriş merkezinde. Vitrinlere baktım, vitrinlere bakan insanlara. Fiyat etiketleri, tıpır tıpır yürüyen kadınlar. Tatlı kahkahalar, ışıklar ve yansımaları... Güzel mavi gömlekler, hep sevdiğim gibi. Yüzüm karardı, sıkıldım. Işıklar gözümü kör etti, kaçarcasına çıktım binadan. Gök alabildiğine uzanıyor, arabalar kızarmış bulutların altında dört bir yana kaçışıyordu. Ufukta hayatımın en kızıl güneşi batıyordu. Gün batıyordu. Gökyüzü, binalar... Altında gezinen insanlar... Her biri birleşmiş, tek bir nesne olmuştu. Tek bir büyük resim, akıl almaz bir manzara. Bir dehşetli resmin içinde, bir minicik karakter olmuşum, neresi gerçek neresi sadece bir s...