Ana içeriğe atla

Belki de bahar


Belki de bahar



Belki de bahar gelmiştir uzak bir diyardan içinde biraz kar soğuğu akar çeşmelerden su içilen o çocukluk baharlarının bahçelerindeki yeşil kokular ve bir kenara iliştirilmiş güllük parıldıyordur güneş bir hayal yapraklarında kalan son yağmurun damlaları altında koşuyorken hava sıcak olur belki diye giydiği güzel ayakkabılarına çamur sıçramıştır garip bir mutsuzluk hissinin kıpır kıpır eden kalbinde kök saldığı o bitmeyen bir şeyler olacak huzursuzluğunun baskısı göğüs kafesini işgal ediyordur eski bir aşkın hatırası bir köşe başından çıkacak gibi o özlenen ama gelmeyeceği kesin olarak bilinen sevgilinin çocuklukta kalan yüzü yusyuvarlak ve şimdi özlemle ve şehvetle dolu bazı hatıraları aklında her bir ayrı koku ile teker teker geçer gider küçük metal arabaların yarıştığı eski bir halının üzerinde güneşin perdenin arasından girip aydınlattığı Haziran ayının ikindisinde çocuk terlemesinin kokusu uykuyu bastırır sakin ve sessiz bir evde tombul kollarının  üzerinde başı kalıvermiştir bir elinde bir küçük boyası eskimiş Ferrari ile geçer o kocaman cadde de insanlar yanından hızla garip dövmeler ve simsiyah gözlüklerinin ardından umursamaz gibi bakarak hızla yürüyerek geçer yanlarından bir ara sokak bulup bahar bahçelerinin arasından denize kavuşurcasına koşmak için yağmurun tatlı toprak kokusunun ve papatya sarısı hayallerin  içinden geçerek saklanmak için biraz daha bekleyecek bir saçak altı bulup bir sigara içmek ve trafiğin uzaktan gelen kornalı motor sesli ve akar yakıtlı sesinden uzak kalmak için kendi beyninin geçenleri izleyip mavi gökyüzünden hayal bulutların arasından yağan bu tazecik yağmurun getirdiği yenilenme hissinin antik yunan edebiyatındaki etkisini ve yarattığı binlerce tanrının verdiği milyarlarca ilhamın sarhoşluğu altında yürür gider kar soğuğu henüz çeşmelerden akmaktadır bahar getirerek karlı yüksek bir tepenin üzerindeki çimenlerin ve ağaçların tekrar doğmak için güneş ile buluştuklarını ve kuşların yavrularına toprak üzerinden bir şeyler bulabildiğini hatırlatırcasına aklına düşer gençlik bunalımlarında dudaklarından düşmeyen sonbaharın başında ölüme dair şiirlerin artık hiçbir tadı yoktur gelmekten olan sevincin yanında çünkü belki de bahar gelmiştir uzak bir yerlere ve baharın da sırası gelmiştir bahar ile kavuşmaya.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Thassos

Thassos Adası, Kavala'nın açığında bulunan, belki Gökçeada büyüklüğünde güzel bir turizm bölgesi. Ulaşımı Kavala'dan yada Keramoti'den yapılabiliyor. Alexandroupoli'den yaklaşık 150 KM uzaklıkta. Güzel bir otoyol ile ulaşılıyor. Ancak Alexandroupoli/Dedeağaç ile Keramoti arasında çok az akaryakıt istasyonu var. Bu yüzden tedarikli yola çıkmak lazım. Adaya araçla ulaşım Keramoti üzerinden. Esas olarak ada, bu beldeye daha yakın. Kavala'dan yapılacak feribot seyahati daha uzun sürüyormuş. Otoyolda ilk "Feribot" talebasını takip ederek gidilebiliyor. Feribota ulaşmak için zaman zaman tabelalar ortadan kaybolduğundan, Havalaanı tabelasını takip etmek lazım. Son anda başka bir tabela ile yön bulunuyor. Tabelalarda latin alfabesi ile yazılanlar birbirini tutmadığından hayat çok zorlaşabiliyor. Chistopoli yada Hristopoli yazılabiliyor. Aynı gerekçe ile navigasyona da pek güvenmemek lazım. Aynı isme sahip bir çok şehir, bölge var. Rızkının Peşinde Bir Ma...

Alexandroupoli

Alexandroupoli, bizim bildiğimiz adı ile "Dedeağaç", Türkiye'ye son derece yakın bir sahil kasabası. Büyük değil, ama turizm açısından, sınırın Türkiye tarafından kalan bölgelere göre çok daha gelişmiş. Türkiye'den girilen otobandan çıktıktan sonra denize doğru gidince otellere ve yemek yenilebilecek yerlere ulaşılıyor. Bir gün kaldığım için çok fazla inceleyemedim ama her bütçeye göre otel ve lokanta var. Kapıdan girince otellerin verdikleri fiyatlar ile internet üzerinden alınan fiyatlar birbirinden çok farklı. Bu yüzden http://www.hotels.com yada http://www.booking.com gibi adresler uzerinden rezervasyon yapılmasını tavsiye ederim. Üstelik başka ziyaretçilerin yorumlarını da okumak mümkün. Otel fiyatları 50 EU ile 140 EU arasında değişiyor. Şu anda yüksek sezon olmasına rağmen, bize 140 EU'ya kendi havuzu olan bir oda önerdiler. Kalmadık o ayrı... Şehir merkezinde "club"lar, kafeteryalar ve lokantalar yanyana. Otel olarak Thraki oteli tercih ...

Üstümde Bunu Bulmuşlar

Ben öldükten sonra, cebimde bir sinema bileti bulmuşlar. Kötü bir macera filminin bileti, yani öyle ciddiye alınacak birşey değil. Akşam matinesiydi, indirim kartımı kabul etmemişlerdi, biraz pahallıydı. Homurdanıp ödemiştim, gişedeki kızın aldırmaz tavırları sıkıntımı ağırlaştırmıştı. Filmin başlamasına biraz zaman vardı, gezindim alışveriş merkezinde. Vitrinlere baktım, vitrinlere bakan insanlara. Fiyat etiketleri, tıpır tıpır yürüyen kadınlar. Tatlı kahkahalar, ışıklar ve yansımaları... Güzel mavi gömlekler, hep sevdiğim gibi. Yüzüm karardı, sıkıldım. Işıklar gözümü kör etti, kaçarcasına çıktım binadan. Gök alabildiğine uzanıyor, arabalar kızarmış bulutların altında dört bir yana kaçışıyordu. Ufukta hayatımın en kızıl güneşi batıyordu. Gün batıyordu. Gökyüzü, binalar... Altında gezinen insanlar... Her biri birleşmiş, tek bir nesne olmuştu. Tek bir büyük resim, akıl almaz bir manzara. Bir dehşetli resmin içinde, bir minicik karakter olmuşum, neresi gerçek neresi sadece bir s...