Ana içeriğe atla

4 Adet Stent

 2017 Ağustosunda, ilk kez kalp krizi geçirdiğimi zannetmiştim. Doktora gittim, apar topar beni anjiyoya sevk ettiler. Kalbimde bir baskı, sıkışmış bir his. Ölüyorum zannettim. Ailedeki erkeklerin erkenden yola çıkması beklenen bir olay, ama bana sıranın bu kadar çabuk geleceğini bilmiyordum. 

Operasyonu hiç hatırlamıyorum, bilmem niye. Oysa ilginç bir olay. Kolumdan bir delik açtılar, içeri bir takım teller soktular, bir ekranda kalbimin içini görüyorduk. 

İki kılcal damarımın biraz tıkalı olduğunu ama büyük bir sorun olmadığını söylediler. 

Rahatladım mı bilemiyorum, iman tahtamda oturan fil kalkmadı çünkü.

Ben kahve içtiğim yeri bile zor değiştiririm, yirmi iki yıldır aynı ruh doktoru ile görüşüyorum. Ona gittim, anlattım. Biraz panik atak biraz psikolojik ağrılar dedik, ilaca başladım. Uyku sorunum vardı, onu da çözdük. Bir hap alınca yirmi dakikaya bayılıyordum. 

Böylece zaman geçti gitti. Kalbimde ara sıra gelen bir sızı, hayatımı işgal eden yorucu dertler, kemiklerimi sızlatan bir gerginlik. 

Yıllardır ağzımda, kelebek kadar ömrüm var. Bir zamanlar bunu kabullenmiştim ama şimdi daha uzun yaşamak ve hayattan keyif almak istiyorum. Çocuklarım büyüsün, torunlarım olsun istiyorum. 

Bu yüzden tekrar doktorun kapısın çaldım. Önce radyoaktif madde verdiler, koşturdular, sağıma soluma aletler bağladılar.

"iyisin iyi, bir şey yok" dediler. Ben de sevindim. 

Ama "yine de bir bakalım" dedi bir doktor. Randevu aldım, kapımda sevdiklerim, yine yoğun bakıma girdim. 

Ufak bir odada bir koluma damar yolu açılırken, diğer elimde ölürsem kimseye dava açmayacağıma dair evrakları imzaladım. Bu arada bir diğeri, elinde bir tıraş makinesi, olmayacak yerlerimdeki tüyleri kesiyordu. 

Ben daha ne olduğunu anlamadan kendimi bir soğuk operasyon odasında buldum. Solumda devasa bir ekran, ileri geri oynayan bir garip alet üstümde dolanıyor. Hekim geldi, kasığımdan bir kesik ile içeri kablolar soktu ve bir yirmi dakika sonra gerçeği tüm çıplaklığı ile, en az benim kadar, öğrendik. 

Damarlar tıkalı, bir çoğu neredeyse tamamen tıkalı ve durum vahim. 

Böylece henüz 47 yaşıma basmadan dört adet stent takıldı. Yorgun kalbimin beni bırakmasına izin verilmedi. "Hayati tehlikeyi atlattık" dediler. Oysa hayati tehlike olduğunun farkında değildim. 

Tekrar yoğun bakıma alındım. Her yanımdan kablolar, serumlar sarkarken uyumaya çalıştım. Uyudum da. Garip bir şekilde aklım rahatladı. Artık biliyorum. Soru işaretleri kayboldu. 

Mücadele edeceğim ve uzun yıllar burada olacağım. Yorulmayacağım. Karanlıkta değil aydınlıkta mücadele edeceğim!




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Thassos

Thassos Adası, Kavala'nın açığında bulunan, belki Gökçeada büyüklüğünde güzel bir turizm bölgesi. Ulaşımı Kavala'dan yada Keramoti'den yapılabiliyor. Alexandroupoli'den yaklaşık 150 KM uzaklıkta. Güzel bir otoyol ile ulaşılıyor. Ancak Alexandroupoli/Dedeağaç ile Keramoti arasında çok az akaryakıt istasyonu var. Bu yüzden tedarikli yola çıkmak lazım. Adaya araçla ulaşım Keramoti üzerinden. Esas olarak ada, bu beldeye daha yakın. Kavala'dan yapılacak feribot seyahati daha uzun sürüyormuş. Otoyolda ilk "Feribot" talebasını takip ederek gidilebiliyor. Feribota ulaşmak için zaman zaman tabelalar ortadan kaybolduğundan, Havalaanı tabelasını takip etmek lazım. Son anda başka bir tabela ile yön bulunuyor. Tabelalarda latin alfabesi ile yazılanlar birbirini tutmadığından hayat çok zorlaşabiliyor. Chistopoli yada Hristopoli yazılabiliyor. Aynı gerekçe ile navigasyona da pek güvenmemek lazım. Aynı isme sahip bir çok şehir, bölge var. Rızkının Peşinde Bir Ma...

Alexandroupoli

Alexandroupoli, bizim bildiğimiz adı ile "Dedeağaç", Türkiye'ye son derece yakın bir sahil kasabası. Büyük değil, ama turizm açısından, sınırın Türkiye tarafından kalan bölgelere göre çok daha gelişmiş. Türkiye'den girilen otobandan çıktıktan sonra denize doğru gidince otellere ve yemek yenilebilecek yerlere ulaşılıyor. Bir gün kaldığım için çok fazla inceleyemedim ama her bütçeye göre otel ve lokanta var. Kapıdan girince otellerin verdikleri fiyatlar ile internet üzerinden alınan fiyatlar birbirinden çok farklı. Bu yüzden http://www.hotels.com yada http://www.booking.com gibi adresler uzerinden rezervasyon yapılmasını tavsiye ederim. Üstelik başka ziyaretçilerin yorumlarını da okumak mümkün. Otel fiyatları 50 EU ile 140 EU arasında değişiyor. Şu anda yüksek sezon olmasına rağmen, bize 140 EU'ya kendi havuzu olan bir oda önerdiler. Kalmadık o ayrı... Şehir merkezinde "club"lar, kafeteryalar ve lokantalar yanyana. Otel olarak Thraki oteli tercih ...

Üstümde Bunu Bulmuşlar

Ben öldükten sonra, cebimde bir sinema bileti bulmuşlar. Kötü bir macera filminin bileti, yani öyle ciddiye alınacak birşey değil. Akşam matinesiydi, indirim kartımı kabul etmemişlerdi, biraz pahallıydı. Homurdanıp ödemiştim, gişedeki kızın aldırmaz tavırları sıkıntımı ağırlaştırmıştı. Filmin başlamasına biraz zaman vardı, gezindim alışveriş merkezinde. Vitrinlere baktım, vitrinlere bakan insanlara. Fiyat etiketleri, tıpır tıpır yürüyen kadınlar. Tatlı kahkahalar, ışıklar ve yansımaları... Güzel mavi gömlekler, hep sevdiğim gibi. Yüzüm karardı, sıkıldım. Işıklar gözümü kör etti, kaçarcasına çıktım binadan. Gök alabildiğine uzanıyor, arabalar kızarmış bulutların altında dört bir yana kaçışıyordu. Ufukta hayatımın en kızıl güneşi batıyordu. Gün batıyordu. Gökyüzü, binalar... Altında gezinen insanlar... Her biri birleşmiş, tek bir nesne olmuştu. Tek bir büyük resim, akıl almaz bir manzara. Bir dehşetli resmin içinde, bir minicik karakter olmuşum, neresi gerçek neresi sadece bir s...